Bağlanma ve İletişim
- Stajyer Psikolog Sude KARABULUT
- 23 Tem 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 8 Ağu 2024
Bebek, anne veya bakım veren ile etkileşime doğar doğmaz başlar. Bu bağlanma şekli, ileriki yaşamında iş, arkadaşlık ve evlilik ilişkilerini etkileyebilir. Çocukluk döneminde yaşanan bağlanma stili, bireyin zihninde oluşturdukları doğrultusunda, onun yetişkinlik dönemi ilişkilerini ve iletişim tarzını açıklayabilir. İlişkinin güvenli olması, gelecekteki ilişkilerin de sağlıklı olmasını sağlar; güvensiz bir ilişki ise ileride oluşacak ilişkilerin kaygı verici olmasına yol açabilir. Güvensiz bağlanma, kişilerin yaşamlarını olumsuz etkileyip bazı psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Güvenli bağlanma geliştiren kişiler, hem ebeveynleriyle hem de ebeveynlerinin birbirleriyle olan ilişkilerinde daha olumlu etkileşimlere sahiptir. Kaygılı/kararsız kişiler, ebeveynleriyle olan ilişkilerini kimi zaman olumlu, kimi zaman da reddedici olarak tanımlamışlardır. Kaçınan bireyler, ebeveynleriyle olan ilişkilerini mesafeli ve reddedici olarak ifade etmişlerdir. İlişki kurmak için iletişime her zaman ihtiyaç duyarız. Bu iletişim, doğum anında annemizle başlar ve yaşam boyunca bakım veren ebeveynler, aile, akrabalar, arkadaşlar ve yakın çevremizle devam eder. Yaşlandıkça anlaşılmak, sevilmek ve değer görmek daha da önemli hale gelir. Etkili iletişim becerileri ailede gelişir ve ailenin bu konudaki rolü büyüktür. Aile içi iletişimin kalitesini sevgi, saygı, problem çözme yeteneği ve sorumluluk duygusu etkiler. Ayrıca, yakın ilişkiler kurma ve sosyal yaşamda başarılı olma için iletişim becerileri vazgeçilmez bir unsurdur. Günümüzdeki en büyük sorunlardan biri, bireyler arası iletişimdir. İnsan sosyal bir varlık olarak yaşamı boyunca çeşitli kişilerle ilişki kurar. Anne, baba, kardeş, bakıcı, akrabalar, yakın çevre, arkadaşlar ve öğretmenlerle kurulan ilişkiler, bireyin gelişiminde kritik bir öneme sahiptir. Kurulan bağ, kişinin kendini mutlu ve güvende hissetmesi için kritik bir öneme sahiptir. Doğumdan itibaren başlayan duygusal bağ ve ilişki kurma ihtiyacı, yetişkinlikte de temel bir gereklilik olarak devam eder. Bağlanmanın temel işlevlerinden biri olan yakınlık ve güvenli üs, yani güvenli ve sağlam bir sığınak sağlama işlevi, çocukluk döneminin ilerleyen yıllarında çocuğun arkadaşlarına yönelmesiyle devam eder. Çocukluk dönemindeki tek yönlü bağlanma ilişkisi, ergenlik döneminde karşılıklı bir ilişkiye dönüşür. Bu süreçte, bakım veren ebeveynler tarafından sıcak, ilgili ve özerklik çabalarını destekleyen ergenler güvenli bağlanma örüntüsü geliştirirken; bu ilgi ve destekten yoksun kalan ergenler ise güvensiz bağlanma örüntüsü sergilerler. Çocukluk döneminde başlayan bu bağlanma biçimleri, yetişkinlik dönemine kadar devam eder ve bireylerin yakın ilişkilerindeki davranışlarını etkiler. Yetişkinlikte bağlanma, kişisel ilişkiler, iş yaşamı ve genel yaşam kalitesi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Güvenli bağlanma, iş ortamında etkili ve destekleyici iletişimi güçlendirir, stresle başa çıkma becerisini artırır ve genel yaşam tatminini artırır. Buna karşılık, güvensiz bağlanma biçimleri ilişki problemleri, düşük özsaygı ve duygusal zorluklara yol açabilir. Sonuç olarak, bağlanma stilinizi anlamak ve bu konuda çalışmak, hem kişisel hem de profesyonel yaşamınızda daha sağlıklı ve tatmin edici ilişkiler kurmanıza destek olabilir.
Комментарии